POLAT ALEMDAR : ABD'DEN KORKMUYORUM

Necati Şaşmaz nam-i diger Polat Alemdar, Kurtlar Vadisi Irak ile bir insanlik gorevini yerine getirdiklerini soyledi. Sasmaz, Turk Rambosu yakistirmasina da kizdi: Turkiye'nin Polat'iyim!..

Turkiye'de gise rekoru kiran, dunya basininda yeralan ve ABD'de de yanki getiren 'Kurtlar Vadisi Irak'in basrol oyuncusu Necati Şaşmaz (Polat Alemdar), filmin vizyona girmesinden sonra ilk kez Yeni Safak'a konustu. Yeni Safak Almanya temsilcisi Mehmet Kocak'in sorularini Almanya'nin Koln kentindeki Cinedom sinemasinda yapilan Avrupa galasinda cevaplayan Sasmaz, ABD'den gelen tepkilerden korkmadigini belirterek, sunlari soyledi:

"Ben korkuyla hicbir zaman arkadas olmadim. Amerikan halkina karsi degil, savasa karsiyim. Bu filmde bir olay, bir gercek hatirlatiliyor. Irak'ta yasanan insanlik ayibini hatirlattik. Bence bir insanlik gorevini yerine getirmis olduk. Zulme, haksizliklara ve savasa karsi oldugum icin bu filmde buyuk bir zevk ve istekle oynadim."

İste Necati Şaşmaz'in yani Polat Alemdar'in Turk medyasindaki ilk ropartaji:
KORKU ARKADASIM DEGİLDİR

ABD karsiti bu filmde oynarken, Amerika gibi bir ulkeyi karsiniza aldiniz, korkmadiniz mi?

Ben korkuyla hicbir zaman arkadas olmadim. Ben Amerikan halkina karsi degilim, ben savasa karsiyim. Bu filmde bir olay, bir gercek hatirlatiliyor. Eger bu gerceklerin hatirlanmasi sirasinda birilerinin de hatalari ve yanlislari ortaya cikiyorsa bunda suc bizde degildir. Irak'ta yasanan insanlik ayibini ve insan haklari ihlallerini hatirlatmis olduk. Bence bir insanlik gorevini yerine getirmis olduk. Zulme, haksizliklara ve savasa karsi oldugum icin bu filmde buyuk bir zevk ve istekle oynadim.

Turkiye'den sonra Avrupa'da da buyuk ilgi gordunuz. Neler hissediyorsunuz?

Turkiye'den sonra Avrupa'da da buyuk bir ilgi gormek gercekten bizi mutlu etti. Bu ilginin elbette sebepleri var. Yillardir uluslararasi filmler hep Hollywood'dan beklendi. İlk defa boylesine basarili bir film basarilmis oldu. Bana gore bu film Turkiye sinirlarini asarak uluslararasi bir konuma yukselecektir. Cunku filmde insanlarin vicdanlarinin sesine tercuman olduk. İnsanlik zulmun ve haksizligin son bulmasini istiyor. İlgiden gercekten gurur duydum. Bu ilgi bize guzel ve basarili bir is basardigimizi hatirlatiyor.

BOLGENİN CİMENTOSU İSLAMDIR

Filmde birlestirici unsurun İslam oldugu mesajini veriyorsunuz, gercekten oyle mi?

Aslinda bu konuda senarist ekibimizin buyuk rolu var onlar yazdi ve hazirladi, biz ise oynadik. Elbette biz de buna inaniyoruz. Farkli etnik unsurlari bir arada tutacak tek ortak nokta din anlayisidir. Kisacasi milliyetler farkli ancak inanc ayni. Bolgenin cimentosu İslam oldugu icin biz de bu gercegi hatirlatmis olduk. Dusmanliklarin son bulup barisin olusmasinda en etkili unsur İslam ahlak ve kardeslik duygusudur...

ABD ordusu Avrupa'daki askerlerine 'Kurtlar Vadisi'nden uzak durun' uyarisi yapmis...

Ben de gazetelerden ogrendim. Bu buyuk ilgi karsisinda bir tedbir olsun diye buna gerek gormus olabilirler diye dusunuyorum.

Turk seyircileri arasin da Almanlar da var.

Avrupa'da ilki Koln'den baslatmis olduk. Bu ilk, insallah devaminda Hollanda, İngiltere, Fransa, İsvicre ve Belcika olacak. En az 550 bin kisinin bu filimi izleyecegine inaniyoruz. Bugun Almanya, Belcika, Hollanda, Avusturya, İngiltere, Danimarka, İsvicre, Rusya, Misir, Suriye, Kirgizistan, Kazakistan, Amerika ve Avustralya'da gosterime girdi.

Kanuni tugrali ceket

Necati Şaşmaz ya da Turkiye'nin tanidigi isimle Polat Alemdar, Kurtlar Vadisi Irak'in Koln'deki Avrupa galasina ozel islemeli bir ceketle katildi. Sasmaz'in mansetleri sim islemeli ceketinin gogsunde de dunyada 'Muhtesem Suleyman' olarak taninan Osmanli Padisahi Kanuni Sultan Suleyman'in tugrasi yeraldi.








































































Turkiye'deki kirli iliskiler aginin, karanlik vadideki olaylarin desifre edildigi, bugune kadar yapilmis en etkili, milli maclarin oldugu gecelerde bile reyting rekorunu kaptirmayan bir dizi, 'Kurtlar Vadisi' fenomeni ile karsi karsiyayiz. Ancak dizideki olaylar ve iliskiler bir yana, dizinin gercek yapimcilari ve icinde bulunduklari iliskiler daha bir onem arz ediyor.

Reyting rekortmeni Kurtlar Vadisi'nin yapimcisi Raci Sasmaz, Elazig merkezli Kadiri Tarikati'nin lideri Abdulkadir Sasmaz'in oglu

Raci Sasmaz'in, bugun ticari iliskilerinde ortaklik yaptigi isimler, gecmiste tarikatin dergisinde yazan, calisan isimler

Raci Sasmaz'in iliskileri arasinda, Oral Celik'le beraber, 70'lerde oldurulen ogretmen Nevzat Yildirim olayinda adi gecen bir MHP'li de var

"Elazigli bir Kadiri seyhi olan Abdulkadir Sasmaz'in kurdugu Takva Tasavvuf Kulturunu Arastirma Vakfi, bu sehirde degil de İstanbul ve Ankara'da ses sanatcilari, gazeteciler vb. sahsiyetlerin katkilariyla kucuk burjuva cevrelerinde belli bir ilgi goruyor. Zaten Seyh Sasmaz da dergâhini Ankara'ya tasimis."

1997 yilinda Paris'te yayimlanan Les Annales de l'Autre Islam (Oteki İslam'in Yilligi) dergisinde cikan Gazeteci Rusen Cakir'a ait 'Turk-Kurt sinirinda İslami Hayat: Elazig Ornegi' baslikli yazidan bir alintiyla baslayalim gercek 'Kurtlar Vadisi'ne. Sozu edilen Abdulkadir Sasmaz kimdir peki? Marmara Universitesi İlahiyat Fakultesi mezunu. Rusen Cakir'in da arastirmasinda yer aldigi gibi, bir Kadiri seyhi. Babasi Caferi Tayyar Sasmaz. O da bir Kadiri seyhi. Turbesi su an Elazig Harput'ta. Sasmaz soyadi, koken olarak, buyuk tasavvuf onderi Abdulkadir Geylani'den Hz. Muhammed'e kadar uzaniyor. Sasmaz ailesinden gelenler bugun 'seyid' olarak aniliyorlar, yani peygamber soyundan... Elazig Harput merkezli, ancak ozellikle Ankara ve İstanbul'da etkin faaliyetlere sahip olan tarikatin basindaki isim Abdulkadir Sasmaz. Seyhin uc oglu var: Necati Şaşmaz, Tayyar Raci Sasmaz ve Hilmi Zubeyr Sasmaz. En buyukleri Necati Şaşmaz. 1971 dogumlu. Seyh Abdulkadir Sasmaz'dan sonraki misyonu dolduracak en guclu isim olarak gosteriliyor. Yani dizideki roluyle Polat Alemdar...

Tarikatin ozellikle 1991 ve 1996 yillari arasinda İstanbul'daki faaliyetleri dikkat cekici. 'Cagrisim' isimli, siyasal İslam'a karsi duran, tamamiyla tasavvuf kulturune yonelik bir dergi cikariliyor. Derginin Genel Yayin Yonetmeni Omer Lutfi Mete. Yazi İsleri Muduru ise bugun Basbakan'in Basin Danismani olan Ahmet Tezcan. O donemde, ozellikle bazi sanatci ve gazetecilerin katilimiyla, Mecidiyekoy-Gayrettepe bolgesinde bir evde bir araya gelip haftalik zikirler gerceklestiriliyor. Katilimcilar arasinda surpriz isimler de var. Toplantilarda Abdulkadir Sasmaz her zaman 'eli opulen seyh' olarak aralarinda... İste o gunlerde omuz omuza olan ekipten bugun bir yildiz kadrosu cikiyor. Hasan Kacan, Omer Lutfi Mete, Osman Sinav ve tabii ki Sasmaz kardesler...

Baba, bakan danismani

Sasmaz ailesi ve Abdulkadir Sasmaz'in basinda oldugu Kadiri Tarikati'nin Turk-İslam sentezli yaklasimi, Ahmet Yesevi ekolune olan yakinliklari da onemli bir anekdot olarak verilmeli. 1991 yilinda Kultur Bakani Namik Kemal Zeybek, Abdulkadir Sasmaz'i 'tasavvuf kulturuyle ilgili derin bilgisinden' oturu bakanlik danismanligina bile getirmis. Bu arada Fadime Sahin olayiyla bir donem Turkiye'nin gundeminden dusmeyen Aczmendiler ve liderleri Muslum Gunduz'un de Sasmazlarin dedesi Caferi Tayyar Sasmaz'dan etkilendigi ve Elazig'daki iliskileri de alti cizilmesi gereken bir ayrinti. Bu arada Sasmaz kardeslerin amcasi Tahir Sasmaz, bir donem MHP milletvekilligi de yapmis bir isim...

Yil 1991: Elazig, Harput merkezli Kadiri Tarikati'nin su anki seyhi Abdulkadir Sasmaz (ortada), buyuk oglu Necati Şaşmaz (sagda) ve ikinci ogul Raci Sasmaz (solda)

Raci Sasmaz, Omer Lutfi Mete ortakligi

Turkiye'deki kirli iliskiler aginin, karanlik vadideki olaylarin desifre edildigi, bugune kadar yapilmis en etkili, milli maclarin oldugu geceler bile reyting rekorunu kaptirmayan bir dizi, 'Kurtlar Vadisi' fenomeni ile karsi karsiyayiz. Ancak dizideki olaylar ve iliskiler bir yana, dizinin gercek yapimcilari ve icinde bulunduklari iliskiler daha bir onem arz ediyor. Tempo'nun yaptigi arastirma sonucunda, 'Gercek Kurtlar Vadisi'ndeki iliskileri desifre edecek onemli bilgiler ortaya cikti. Ozellikle Sasmaz ailesinin ticari islerinde, bu tarikat iliskilerinin de etkili oldugu ilginc baglantilarin izini surduk. İstanbul Ticaret Odasi kayitlarinda Kurtlar Vadisi'nin yapimci sirketi Pana Film'in ortaklari arasinda su isimler bulunuyor: Muhammed Naci Sasmaz, Tayyar Raci Sasmaz, Hilmi Zubeyr Sasmaz, Bahadir Ozdener, Hasan Kacan, Faruk Cetinkaya. Ortaklar arasindaki Faruk Cetinkaya, Pana Film'in avukati. Bahadir Ozdener eski gazeteci, Raci Sasmaz'in en yakin arkadasi. 1973 dogumlu olan Marmara Universitesi Sinema Televizyon Bolumu mezunu Raci Sasmaz sir bir adam olarak, gizemli iliskilere sahip. Raci Sasmaz'in ozellikle ticari islerde aktif oldugu gozleniyor. Aile ve akrabalik iliskilerine cok onem veriyor:

Halasinin torununu bile Kurtlar Vadisi'nde Erhan roluyle oynatacak kadar... Raci Sasmaz'a ait kayitlarda 2 firma daha gorunuyor. Bu firmalardan biri Mucazoglu Basin Yayin Sinema A.S. Su andaki ortaklari sunlar: Adnan Erdogan, Mehmet Bas, Mehmet Akalin, Omer Lutfi Mete, Tayyar Raci Sasmaz. Bu isimler arasinda Omer Lutfi Mete dikkat cekici. Abdulkadir Sasmaz'in zamaninda basyazi yazdigi Cagrisim Dergisi'nin yayin yonetmeni olan Omer Lutfi Mete, Raci Sasmaz ile birlikte 'Deli Yurek' dizisinin senaryo ekibindeydi bir zamanlar. 'Kurtlar Vadisi' ekibinde olmasa bile, Raci Sasmaz ile ticari ortakligi suruyor. Raci Sasmaz'in ayni zamanda 'manevi agabeyi'. Mete'nin tarikatta guclu isimlerden biri oldugu iddia ediliyor. Mete halen Sabah gazetesi yazari.

Susurluk baglantili ortak
Mucazoglu isimli sirkette, eski yonetim kurulu uyelerinin isimleri ise sunlar: Abdulkadir Sasmaz, Cengiz Solak, Zulfu Canpolat, Fahri Yuksel. Abdulkadir Sasmaz, tarikat seyhi olan babalari. Zulfu Canpolat, Avrupa Nizam-i Alem Ocaklari Kurucu Genel Baskani. BBP Genel Baskani Muhsin Yazicioglu'na yakin bir isim. Fahri Yuksel ise Meclis'teki Susurluk simalari arasinda adi gecen biri. Fahri Yuksel'i biraz daha yakindan taniyalim. 1999 secimlerinde MHP'nin Malatya'dan 4. sira milletvekili adayi. Milletvekili secildigi aciklandiginda sebebi bilinmez bicimde mazbatasi geri aliniyor. 2000-2002 seneleri arasinda MHP'nin Malatya İl Baskanligi'ni yapan isadami Fahri Yuksel, 1980 yilindan bu yana İstanbul polisince arandigi, 24 yil once gozaltina alinip serbest birakildiktan sonra polis ve adliye kayitlarindan ismi dusulmedigi ortaya cikmisti. Fahri Yuksel'in, 1979'da Malatya'da ogretmen Nevzat Yildirim'in Oral Celik tarafindan oldurulmesi olayina adi karismisti. O donemde adi "Susurluk simalari Meclis'te" diye gecti. Yuksel’in Raci Sasmaz'la yakin dostlugu ve eski ortagi oldugu Tempo'nun yaptigi titiz arastirma sonucunda ortaya cikti. Tempo muhabirinin sorularini yanitlayan Fahri Yuksel, Raci Sasmaz ile ortak oldugunu kabul ederken, Sasmaz'la iliskisine yonelik fazla konusmak istemedi.

Hanimaga-Sinav-Sasmaz ortakligi

Raci Sasmaz su an tasfiye halinde olan bir sirkete daha sahip. Burada da ilginc baglantilari soz konusu. Pana Teknik Arastirma ve Elektronik Guvenlik Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Sti. adli firmada ortaklardan biri Osman Sinav. Dr. Mehmet Mustafa Kizililsoley disinda bir kadin ortagi var. Adi Nilufer Sinanli. Guneydogu'da 100 bin donumluk arazilere sahip olan Sinanli, Guneydogu'nun hanimagasi olarak da biliniyor.


Osman Sinav muammasi

İsin merkezinde Sasmaz ailesinin oldugu gercek bir 'Kurtlar Vadisi' yasaniyor. Tarikattan Susurluk'a uzanan iliskiler aginda Raci Sasmaz ismi one cikiyor. Tempo'nun gorusme talebini reddeden Raci Sasmaz, ticari basarisi ve senaryo islerindeki kivrakligiyla dikkat cekiyor. Derin baglantilar, istihbarat ve mafya ozel ilgi alani. 'Kurtlar Vadisi' ile ilgili bugune kadar en cok merak edilen soru, Osman Sinav'in neden basarili ve para kazandiran bir diziyi hicbir para talep etmeksizin Raci Sasmaz'a hibe ettigi? Bu sorunun yaniti yok. Osman Sinav "Projelerim vardi ve hayata gecirmek istedim" diyor, para konusundaysa "Hayatta boyle seyler vardir. Para her sey degildir" demekle yetiniyor. Turkiye'de dizi ve sinema sektorunde bir numara olan bu isimlerin icinde bulunduklari tarikat ve ticari iliskiler agi gercekten onemli. 'Kurtlar Vadisi'ni yaratan ekibin nereden beslendigi, tum bu gizli bilgileri nasil desifre edildigi merak ediliyor ama icinde bulunduklari iliskiler agi hepsinden daha onemli bir 'Kurtlar Vadisi' gercekligi tasiyor.

Gercek Kurtlar Vadisi 'efsaneleri'

1. Dizide sirf Necati Şaşmaz'in onu acilsin diye Cakir'in olumu senaryoya eklendi.
2. Raci Sasmaz, tarikatindan aldigi izinle Osman Sinav'la yollarini ayirdi.
3. Raci Sasmaz, zirhli Mercedes ve korumalarla geziyor.
4. Necati Şaşmaz babasindan sonra tarikatin basina gececek. 5. Omer Lutfi Mete, tarikat iliskisi cercevesinde senaryoyu Raci Sasmaz'a devretti.                               Turan Nedir


Türkçülük ile Turancılığın ayırımlarını anlamak için Türk ve Turan
topluluklarının sınırlarını belirlemek gerekir. Türk, bir milletin adıdır.
Millet kendine özgü bir kültürü olan bir topluluk demektir. Öyleyse Türk'ün
yalnız bir dili, bir kültürü olabilir.



Oysa Türk'ün kimi kolları, Anadolu Türkleri'nden ayrı bir dil, ayrı bir kültür
yaratmaya çalışıyorlar. Diğer Türk illeri birer ayrı dil, ayrı edebiyat ve ayrı
kültür oluşturmaya çalışırlarsa, Türk Milleti'nin sınırları daha daralmış olur.




Bugün kültürce birleşmesi kolay olan Türkler, özellikle Oğuz Türkleri, yani
Türkmenlerdir. Türkiye Türkleri gibi Azerbaycan, İran ve Harizm ülkelerinin
Türkmenleri de Oğuz uruğundandır. Bunun için Türkçülükteki yakın ülkümüz Oğuz
birliği, yani Türkmen birliği olmalıdır. Bu birlikten amacımız nedir? Siyasal
bir birlik mi? Şimdilik hayır! Gelecekle ilgili bugünden bir yargıya varamayız.
Fakat bugünkü ülkümüz, Oğuzlar'ın yalnız kültürce birleşmesidir.



Oğuz Türkleri bugün dört ülkede yayılmış olmakla birlikte tümü birbirine
yakındırlar. Dört ülkedeki Türkmen illerinin adlarını karşılaştırırsak, görürüz
ki birinde bulunan bir ilin ya da boyun öbürlerinde de kolları vardır.



Örneğin Harizm'de Tekeler ile Sarılar'ı ve Karakalpaklar'ı görüyoruz. Yurdumuzda
Tekeler, bir sancak oluşturacak kadar çoktur, dahası bir bölümü bir zamanlar
Rumeli'ye yerleştirilmiştir. Türkiye'de sarılar özellikle Rumkale'de otururlar.
Karakalpaklar ise Karapapak ve Terekeme adını alarak Sivas, Kars ve Azerbaycan
yörelerine yerleşmişlerdir. Harizm'de Oğuz'un Salur ve İmralı boylarıyla Çavda
ve Göklen (Karluklardan Kealin) illeri vardır. Bu adlara Anadolu'nun çeşitli
noktalarında rastlanır. Göklen, kendi adını Van'da bir köye Gökoğlan şeklinde
vermiştir.



Oğuz'un Bayat ve Afşar boyları da gerek Türkiye'de, gerek İran'da ve
Azerbaycan'da bulunuyor. Akkoyunlular ile Karakoyunlular da bu üç ülkede
yayılmışlardır. Öyleyse Harizm, İran, Azerbaycan ve Türkiye ülkeleri
etnografyası bakımından aynı uruğun yurtlarıdır. Bu dört ülkenin toplamına
Oğuzistan adını verebiliriz. Türkçülüğün yakın ereği, bu büyük bölgede yalnız
bir tek kültürün egemen olmasıdır.



Oğuz Türkleri genellikle Oğuz Han'ın torunlarıdır. Oğuz Türkleri birkaç yüzyıl
öncesine gelinceye değin uyumlu bir aile olarak yaşarlardı. Örneğin Fuzuli bütün
Oğuz kollarında okunan bir Oğuz şairidir. Korkut Ata Kitabı, Oğuzlar'ın resmi
Oğuzname'si olduğu gibi, Şah İsmail, Aşık Kerem, Köroğlu gibi halk yapıtları da
bütün Oğuz iline yayılmıştır.



Türkçülüğün uzak ülküsü ise Turan'dır. Turan, kimilerinin sandığı
gibi Türkler'den başka Moğollar'ı, Tunguzlar'ı, Fin-Ugorlar'ı, Macarlar'ı da
içine alan bir budunlar topluluğu değildir. Bu topluluğa bilim dilinde
Ural-Altay topluluğu denilir. Bununla birlikte bu sonki topluluğa bağlı
budunların dilleri arasında bir yakınlık bulunduğu da henüz kanıtlanamamıştır.
Öyle ki, kimi yazarlar, Ural Budunları ile Altay budunlarının birbirinden iki
ayrı topluluk olduğunu ve Türkler'in, Moğollar ve Tunguzlar ile birlikte Altay
topluluğuna, Fin-Ugorlar ile Macarlar'ın da Ural toluluğuna bağlı bulunduklarını
ileri sürüyorlar. Türklerin, Moğollar ve Tunguzlar ile de bir dil yakınlığı
olduğu da kanıtlanamamıştır. Bugün bilimsel olarak saptanan bir gerçek varsa, o
da Türkçe konuşan Yakut, Kırgız, Özbek, Kıpçak, Tatar, Oğuz gibi Türk boylarının
dilce ve gelenekçe budunsal bir birliğe sahip bulunduğudur. Turan
sözcüğü, Turlar, yani Türkler demek olduğu için, yalnızca
Türkler'i içine alan bir birliğin adıdır. Öyleyse Turan sözcüğünü bütün
Türk kollarını içine alan büyük Türk ülkesi için kullanmamız gerekir. Çünkü
Türk sözcüğü, bugün yalnız Türkiye Türkleri'ne verilen bir ad olmuştur.
Türkiye'deki Türk kültürü içine girenler, doğal olarak yine bu adı alacaklardır.
Benim kanımca bütün Oğuzlar yakın bir zamanda bu adda birleşeceklerdir. Fakat
Tatarlar, Özbekler, Kırgızlar, ayrı kültür oluştururlarsa, ayrı uluslar halini
alacaklarından, yalnız kendi adları ile anılacaklardır. O zaman bütün bu eski
yakınları budunsal bir birlik olarak birleştiren ortak bir ada gerek duyulacak.
İşte bu ortak ad Turan sözcüğüdür.



Türkçülerin uzak ülküsü, Turan adı altında birleşen Oğuzlar'ı, Tatarlar'ı,
Kırgızlar'ı, Özbekler'i, Yakutlar'ı, dilde, edebiyatta, kültürde
birleştirmektir. Bu ülkünün bir gerçekliğe dönüşmesi olanağı var mı, yok mu?
Yakın ülküler için bu yön aranırsa da, uzak ülküler için aranmaz. Çünkü uzak
ülkü ruhlardaki coşkuyu sonsuz bir aşamaya yükseltmek için, ulaşılmak istenen
çok çekici bir düştür. üçyüz milyon Türk'ün bir ulus olarak birleşmesi Türkçüler
için en güçlü çoşku kaynağıdır. Turan ülküsü olmasaydı, Türkçülük bu denli hızla
yayılmayacaktı. Bununla birlikte kim bilir? Belki gelecekte Turan ülküsü de
gerçekleşecektir. ülkü, geleceğin yaratıcısıdır. Dün Türkler için düşsel bir
ülkü olan ulusal devlet, bugün Türkiye'de gerçekleşmiştir.



Öyleyse Türkçülüğü, ülküsünün büyüklüğü bakımından üç aşamaya ayırabiliriz:



1) Türkiyecilik



2) Oğuzculuk



3) Turancılık



Bütün gerçeklik alanında yalnız Türkiyecilik vardır. Fakat ruhların büyük bir
özlemle aradığı Kızıl Elma, gerçeklik alanında değil, düş alanındadır.
Türk köylüsü Kızıl Elma'yı düşlerken gözünün önüne eski Türk ilhanları
gelir. Gerçekten Turan ülküsü geçmişte bir düş değil, gerçeklikti. İsa'dan 210
yıl önce Kun Başbuğ'u Mete, Kunlar (Hunlar) adı altında bütün Türkleri
birleştirdi zaman Turan ülküsü gerçekleşmişti. Hunlardan sonra avarlar,
Kırgız-Kazaklar, daha sonra Kür Han, Cengiz Han ve sonuncu olmak üzere Timurlenk
Turan ülküsünü gerçekleştirmediler mi?



Turan sözcüğünün anlamı böyle sınırlandırıldıktan sonra artık Macarlar'ın,
Fin-Ugorlar'ın, Moğollar'ın, Tunguzlar'ın, Turan ile bir ilgileri kalmaması
gerekir. Turan bütün Türklerin geçmişte ve belki de gelecekte bir gerçeklik olan
büyük yurdudur.



Turanlılar, yalnız Türkçe konuşan uluslardır. Eğer Ural ve Altay ailesi
gerçekten varsa, bunun kendine özgü bir adı olduğundan, Turan adına gereksinme
duyulamaz.



Bir de kimi Avrupalı yazarlar, Batı Asya'da asılları bakımından Samiler ya da
Ariler'den olmayan bütün budunlara Turan adını takıyorlar. Bunların amacı, bu
budunların Türkler'in yakını olduğunu onaylamak değildir. Yalnız Samiler ile
Ariler'den başka budunlar olduğunu anlatmak içindir.



Bundan başka kimi yazarlar da Şehname'ye göre Tur ile İrec'in kardeş olduğuna
bakarak Turan'ı eski İran'ın bir bölümü saymaktadırlar. Oysa Şehname'ye göre Tur
ile İrec'in üçüncü bir kardeşleri daha vardır ki adı Selem'dir. Selem ise
İran'ın boyun dedesi değil, bütün Samiler'in ortak atasıdır. Öyleyse Feridun'un
oğulları olan bu üç kardeş, Nuh'un oğulları gibi, eski etnografik bölümlerin
adlarından doğmuştur. Bundan anlaşılıyor ki Turan İran'ın bir parçası değil,
bütün Türk illerini içine alan Türk birliğidir... 
                                 Abdullah Çatlı nın Hayatı

1956 yılında Nevşehir’de doğdu. 1977'de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 25 Mayıs 1978'te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildi. 11 Temmuz 1978'de Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi.23 Ağustos 1978'de Sakarya ilinde 06 PD 137 plakalı otonun içinde Nevzat Bor ile birlikte yakalandı ve gözaltına alındı.

Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğuna ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra gerçekleştirilebildi.1979 yılında İstanbul'a yerleşen ve Hasan Kurtoğlu kimliğini kullanan Çatlı, burada silah kaçakçıları ile yakın ilişkiler kurdu. Çatlı, İstanbul'da kaldığı dönemde Ağca'nın hapisten kaçma eylemini Oral Çelik ile birlikte organize etti. Abdullah Çatlı'nın, Mehmet Ali Ağca ve arkadaşlarına pasaport temin etti. Mehmet Ali Ağca, hapisten kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde kaldı.

Çatlı, Nevşehir Emniyetinden sağladığı pasaport ile 12 Eylül'ü izleyen aylarda yurt dışına çıktı. Bulgaristan ve Viyana'da bir süre kaldı. 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa Suikastı tertipçilerinden olduğu ileri sürüldü. 22 Şubat 1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı. 9 Eylül 1982'de İtalyan kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika'da yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldığı iddia edildi. 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer aldı. 22 Ekim 1984'de Paris'te yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı. Çatlı, Fransa'da 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 16 Eylül 1985'de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu. Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti. Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi. 21 Mart 1990'da Zug cezaevinden kaçtı.

1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı. Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri yıllar sonra Ömer Lütfü Topal'ı öldüren otomatik silahlardan birinin şarjöründe de bulunacaktı. Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs'a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı.

Türkiye'de Mehmet Özbay sahte kimliğini kullanan Çatlı'nın İstanbul'da 6 şirkete ortak olmuş ve ticaret hayatına da atılmıştı. Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'nın finansörü olarak görülen işadamlarına yönelik operasyonlarda yer aldığı; 15 Mart 1995'de Azarbeycan'da düzenlenen darbenin organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit'in kaçırılıp öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak'ı fidye almak için kaçırdığı; devletin çeşitli resmi belgelerinde iddia edilmektedir.

Çatlı, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında geçirdiği trafik kazasında öldü.

Üzerinde Mehmet Özbay adına düzenlenmiş kimlikler, yeşil pasaport ve silah bulunuyordu. 5 Kasım 1996'da Nevşehir'de yapılan cenaze törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak 4500 kişilik bir topluluk katıldı. Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi.